İşte kadınımıza ve kızımıza verdiğimiz değer ortada. Bir kızımızı işkence ederek, bileklerini keserek ve yakarak katlettik,ötekisini bizimle birlikte olmadı diye Azerbaycan’da sokak ortasında 8 yerinden bıçaklayarak öldürdük, diğerini de evinin bahçesinde silahla başından vurduk ve ağır yaraladık. Bu üç acı olaydan sonra kendime birtakım sorular sordum :
‘’Daha kaç kadınımızı veya kızımızı katledeceğiz ?’’
Evet, daha kaç kızımızı veya kadınımızı katledeceğiz ?
Bir şeyler yapmak için dünyadaki bütün kadınların ölmesini mi bekleyeceğiz ?
Bu insanlığın erkeğe ne kadar ihtiyacı varsa aynı şekilde kadına da ihtiyacı var. Onlar olmasaydı bizler bırakın düzenli bir hayat yaşamayı dünyaya bile gelemezdik. Onlar eşlerini ve çocuklarını memnun edebilmek için bir sürü fedakarlık yapıyorlar. Bu fedakarlıklarının ödülü şiddet veya ölüm mü ?
Bu öldürülen veya öldürülmeye çalışılan ilk kadın değil. Ben son 5 yılda öldürülen veya öldürülmeye çalışılan kadınlarımızın bir kısmından kısaca bahsetmek istiyorum.
1) Ayşe Paşalı : Eski koca şiddetine maruz kalmış, eski kocası tarafından defalarca tecavüz edilmiş, her seferinde şikayet etmiş ama eski kocası karakoldaki ifadelerinde ‘’pişmanım’’ dediği için her defasında serbest bırakılmış. Bununla yetinmeyen eski koca çaresiz kadına ölüm tehditleri yağdırmış. Ayşe her defasında koruma istemiş ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Ama ‘’boşanmış’’ olduğu için pek umursanmamış ve kaderine terk edilmiş. Kaderi de ona ölümü işaret etmiş.
2) Seda Camgöz : Birkaç gün önce Yalova’da boşandığı eşi tarafından 9 yerinden bıçaklanarak sokak ortasında öldürüldü. O da 2010 yılında öldürülen Ayşe Paşalı’yla aynı kaderi paylaştı. Tek suçu eşinden boşanmaktı.
3) Özgecan Aslan : Bir akşam evine gitmek için bindiği dolmuşta tanımadığı kişiler tarafından bilekleri kesilerek işkence edilmiş ve en sonunda da benzin dökülüp yakılmış. Bu cinayet ne eski eş cinayeti ne de eski koca cinayeti kategorisine girer. Bu cinayet anca cinsel arzu ve isteklerine yenik düşen aciz insanların işledikleri katliam olarak tarihe adını yazdırabilir. Tek suçu o akşam evine gitmek istemesiydi.
4) Değer Deniz : İstanbul Beyoğlu’undaki evinde elleri şarj aletiyle bağlanmış ve çantasının kayışıyla boğularak öldürülmüş halde erkek kardeşi tarafından bulunmuş. Tek suçu cinayet gecesi evinde olmasıydı.
5) Aytaç Babayeva : Bu kızımız Türk değil ama o da cinsel arzu ve isteklerine yenik düşen aciz yaratığın katlettiği insanlardan birisi. 17 yaşında olan bu genç kız Azerbaycan’da kendisiyle birlikte olmak isteyen adam tarafından 8 yerinden bıçaklanak öldürüldü. Tek suçu güzel ve namuslu bir hayat yaşamak istemesiydi.
Ama Mutlu bu kadınlarımıza göre daha şanslı.
6) Mutlu Tuba Kaya : Bir gün faili meçhul bir kişi tarafından evinin önünde silahla başından vuruldu. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Bu şekilde kurtulduğu için çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Haberlerde okuduğum ve izlediğim kadarıyla bu da eski sevgili tarafından işlenen öldürme çabası gibi gözüküyor. Onun tek suçu hayaliyle yanıp tutuştuğu şarkıcılıktı. Ben bu kadarıyla bırakmak istemiyorum ve hayatını detaylıca paylaşmak istiyorum :
Mutlu Tuba Kaya Diyarbakır’da bir ilköğretim okulunun kantininde çalışan 19 yaşında bir genç kız. Maddi sıkıntılardan dolayı üniversiteyi kazandığı halde devam edemedi. Evli ablasının evinde ailesiyle tek odada yaşıyor. Onu Sesi Çok Güzel yarışması sayesinde tanıdık. O kadar güzel bir sesi var ki..
Sibel Can hayallerini gerçekleştirmesi için ona destek oldu ve Mutlu’nun şu sözü beni çok yaraladı :
‘’Benim o yarışma için giyeceğim bir kıyafetim ve ayakkabım yok.’’
Sibel Can da bu konuyu merak etmemesi gerektiğini ve bütün masraflarını karşılayacağını söyledi. Mutlu bu güzel haberle hayallerinin peşinden koşmak için İstanbul’a doğru yola çıktı.
Bir sürü prova yapıldı, kostümü alındı, makyajı yapıldı ve çekimlere başlandı. Emre Karayel Mutlu’yu Adriana Lima’ya benzetti ve onu ‘’Ergani’li Adriana Lima’’ olarak adlandırdı. Herkes hem Mutlu’yu hem de onun sesini çok beğendi. O günün sonunda bütün rakiplerini eleyerek 1.olmayı başardı ve para ödülünü almaya hak kazandı. Çok mutlu oldu çünkü ailesinin yükünü az da olsa azaltmayı başarmıştı.
Sonra Mutlu ünlü oldu ve ünü Diyarbakır’ın dışına çıktı. Fotoğraflarının olduğu posterler billboardlara asıldı. Bunu gören faili meçhul bir kişi kıskançlık krizine girdi ve billboardlardaki posterlerin altlarında yazan numaraları yırttı ve silahı kaptığı gibi Mutlu’nun evine gitti. Mutlu da 24 Mayıs’taki konseri için evinde yer sofrasında prova yapıyordu. Faili meçhul kişi onu dışarıya çağırdı ve silahla başından yaraladı. Mutlu kanlar içinde yere yığıldı ve apar topar hastaneye kaldırıldı.
Birkaç gün önce yoğun bakımdaydı. Sibel Can ziyaretine gitti ve durumunun iyi olduğunu basın toplantısıyla tüm Türkiye’ye duyurdu. ‘’Hala uyuyor ama ellerine dokundum,okşadım, öptüm.’’ şeklinde bir açıklama yaptı. 29 Mayıs’ta hayati tehlikesini atlattı, yaşam savaşını kazandı ve uyandı.
O yaşıtıyla aynı kaderi paylaşmadı. Hayata tutunmayı başardı. Özgecan Aslan Mersin’de, Aytaç Babayeva ise Azerbaycan’da soğuk bir mezarda yatıyor.
Özgecan hayallerini, eğitimini ve yaşayacağı aşkı da yanına alarak sonsuzluğa gitti.
Ayşe Paşalı kızının gelinlikli halini ve torunlarını görme hayalini yanına alarak sonsuzluğa gitti.
Seda Camgöz çocuklarının üniversitede okuma hayalini yanına alarak sonsuzluğa gitti.
Değer Deniz ilk albümünün başarısını kutlama ve birçok albüm çıkartma hayallerini de yanına alarak sonsuzluğa gitti.
Aytaç Babayeva güzel bir üniversitede okuma hayalini ve yaşayacağı güzel günleri yanına alarak sonsuzluğa gitti.
Mutlu yaşıyor ve yattığı hastaneden sapasağlam bir halde çıkacak. Onun hayallerini gerçekleştirmesi için bir şansı var. Sibel Can’ın da desteğiyle güzel bir şarkıcı olarak adını müzik piyasasına altın harflerle yazdıracak.
Biz bu genç insanlarımızı öldürürsek ülke olarak nasıl ilerleyeceğiz ?
Bu ülkenin işçiye, esnafa, kadına, çocuğa, erkeğe, gence, yaşlıya, zengine ve fakire ihtiyacı var. Bu insanlarımızı huzur, refah ve güvenlik içinde yaşatmamız gerekir. Eğer biz bu genç beyinlerimizi veya vatandaşlarımızı öldürürsek, düşünce alanlarını kısıtlarsak, susturursak, toplumdan dışlarsak ve şiddet uygularsak o zaman ilerlemenin ne mantığı kalır ki !?
Artık Ayşelerimiz, Sedalarımız, Özgecanlarımız, Değerlerimiz ve Aytaçlarımız öldürülmesin !
Mutlularımız ağır yaralanmasın !
Kadınlar insan gibi yaşasın !
#ArtıkYeter !
#Kadınındainsangibiyaşamayahakkıvar !
#Kadınlaradaletistiyor !
#KadınınasahipçıkTürkiye !
#Tahrikindirimisonbulsun !
#Yasalarkadınlarıkorusun !