Adalet, Hakkaniyet ve Bunlardan Uzak Diyarbakır
14.3.2016
İki gün önce gazetelerde bir haber yayımlandı “Hakımden +18’lik gerekçeli karar” başlığı altında, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi %50 zihinsel engelli çocuğun uğradığı tecavüzü, sanık erken boşaldığı gerekçesiyle basit cinsel istismar olarak kabul etmiş ve bununla da yetinmemiş sanığın mahkemedeki davranışları nedeniyle ‘saygın tutum indirimi’ uygulamış.

İki gün önce gazetelerde bir haber yayımlandı “Hakımden +18’lik gerekçeli karar” başlığı altında, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi %50 zihinsel engelli çocuğun uğradığı tecavüzü, sanık erken boşaldığı gerekçesiyle basit cinsel istismar olarak kabul etmiş ve bununla da yetinmemiş sanığın mahkemedeki davranışları nedeniyle ‘saygın tutum indirimi’ uygulamış. Haberi okudum ve geçtim. Çünkü şaşırmadım, çünkü haber son iki aydır skandal kararlarını okuduğum Diyarbakır’dan geliyordu. Sonra telefonum çaldı, “Kararı gördün mü bu nasıl bir karar?” diye soran bir ses. Haberi okuduğumda aynı cümleyi bende kurmuştum ve eminin binlerce insan daha kurmuştur. Skandal gerekçeli kararı neredeyse bütün bir gün inceledim ve mağdur beyanı, tanık beyanları ve sanığın kısmi ifadeleri ile mağdurun anlatımı doğrulanırken o anlatımda israrla nitelikli istismar oldu denilirken ‘erken boşalma’ bölümüne hangi nedenlerle varıldığı niye olayın basit cinsel istismara sokulduğuna dair tek bir delil veya kanaat oluşturucu bilgiye rastlamadım. Mahkeme kararda ceza usul hukukunda ilk öğretilen evrensel ceza prensibine  atıf yapmış ve “Şüpheden Sanık Yararlanır” demiş yani en zor ispatlanan suç türü olan cinsel istismar dosyasında kesin delil aramış, bu ilke gizli tanık beyanlarıyla 446 yıla mahkum olan insanların ülkesinde ne de güzel gelir kulağa..

Mahkemenin dayandığı ilkeden çok daha önce hukukta bize bir kavram daha öğretildi; HAKKANİYET. Anlamı, adalet ve insaf ile lazım olanı icra etmek. Yani kanunlarla toplum vicdanı arasındaki köprüye hakkaniyet diyoruz. Bu kavram nedeniyle TCK’da bir cezanın miktarı 8 yıl değil de 5 ile 10 yıl arasındadır denmektedir. Hakim hakkaniyetle somut olayda alt sınırdan mı üst sınırdan mı ceza vereceğini indirim uygulayıp uygulamayacağını belirler. Mahkemece verilen kararların hakkaniyetli olması elzemdir. Ancak son günlerde okuduğumuz kararlar ile anlaşılan hakkaniyet uzun zamandır Diyarbakır’a uğramamış. Bunun nedeni bölgedeki savaş gerçeği midir yoksa toplumda oluşan yozlaşmanın söylemlerle, davranışlarla artması mıdır yoksa ikisi birden midir bilinmez ama gerçeklik değişmez ADALET HERKESE LAZIMDIR. 
 
Bu yazı sadece yukarıdaki karar nedeniyle kaleme alınmadı durumun vahametini anlamak için bu kararı haberleştiren Doğan Haber Ajansı Diyarbakır muhabiri Felat Bozarslan’ın diğer haberlerine bakmak yeterli olacaktır. 21.01.2016 tarihli haber Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi -ki yazının devamında yer alan bundan sonraki tüm kararlar bu mahkemeden- eşine tecavüz etmeye çalışan kocaya beraat, tecavüzü engellemek için eşini bıçaklayan kadına 1 yıl ceza verildi. Kararı görmedim ama mantığı tahmin etmek zor değil eşe tecavüz mü olur zaten koca istediği an sevişmek zorundayız, rızamız evlilikle peşinen verildi. 
 
Başka bir karar “SAYGISIZ ADALET” başlığı altında 1 yıl boyunca 3’ü korucu 6 kişinin 23 kez tecavüzüne uğrayan, kendisine tecavüz etmek isteyen Jandarmaya direndiği için feci şekilde dövülen, tecavüz sonucu hamile kaldığı çocuğu doğurmak zorunda kalan sonrasında evlendirilen ama kocasının olanları öğrenmesiyle ‘ayıplı mal’ gerekçesiyle baba evine geri gönderilen kızın davasında tecavüzcüler indirimlerle 12,5 yıl ceza almış. Olay verilebilecek tüm tepkileri içinde barındırıyor uzun uzun yazmanın hiçbir anlam ifade etmediği bir karar.
Meşhur mahkemenin diğer bir kararı; yeğenini taciz eden amca “Mağdur başına buyruk biri” dediği için beraat ettirildi. Ne kadar kolay dimi beraat gerekçesi ‘kız zaten aranıyormuş ha amcası ha başka biri isterse bütün bir ülke tecavüz etsin’ tacizci amcanın tek bir beyanı ile kız başına buyruk oldu, başına buyrukluğun karşısında tacizcinin suçunun lafı olmaz.
 
Çocuğa parkta 3 kişi sırayla birbirlerini izleyerek tecavüz ediyor kız nişanlandırıldığı için şikayetinden vazgeçmek zorunda kalıyor bu 3 tecavüzcü saygın tutum indirimi ile12,5 yıl hapis cezası alıyor. Ha bu arada suçun alt sınırı 16 yıldan az olamaz diyor kanunumuz. 
 
Diğer bir kararda darp edildikten sonra istismara maruz kalan mağdur olay yerine rızasıyla gittiği için sanık tabi ki BERAAT ettiriliyor. Ötekisinde 14 ve 17 yaşındaki kızları fuhuşa sürükleyen ve fuhuş yaptırana basının tabiri ile buzdolabı taksiti gibi 416,60*24 ay dan 10.000 TL cezaya hükmolunuyor.
 
Bir diğerinde 14 yaşındaki kızın başına taşla vurup bayılttıktan sonra tecavüz edene indirimlerle11 yıl 8 ay verilmesi. Ki bu haber nedeniyle muhabire soruşturma başlatılmış. Yani millet adına yargılama yetkisini kullanan mahkeme, kararın millet tarafından öğrenilmesinden hoşlanmamış.
 
Mahkemenin en ağır kararında bile saygın tutum indirimi olarak bilinen, kararlara “mahkemedeki tutum ve davranışı nedeniyle” denilen, TCK’da ise cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi olarak düzenlenen indirim türü uygulanmış. Sonuç, tecavüzcünün kendisinden 16 yaş küçük %50 zihinsel engelli bir çocuğu yalnız bulduğunda gösterdiği tutum ve davranışı yargılandığı duruşmada göstermediği için cezasında indirim uygulanması... Kanun cezayı bireyselleştir bunun için gerekirse indirim uygulayabilirsin diyor, hakkaniyetli olan ise failin gelecekteki yaşantısını düşünüyorsan mağdurun zorla evlendirileceği öğrenildiğinde baba evine geri gönderileceği tecavüz sonucu doğurmak zorunda kaldığı bebeğini, namus diye öldürülmesini veya daha fazla acıya dayanamayıp intihar edeceğini de bir düşün ve indirim uygulama diyor. Adaleti sağlamak aslında oldukça basit bu denklemde. Ancak Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemeleri bu adaleti bilinçli ya da bilinçsiz sağlamıyor. 
 
Adaleti sağlayamayan bu heyete sosyal medyadan tepkiler yağmış, HSYK  göreve çağrılmış, bu heyetin verdiği kararlar neden denetlenmiyor denmiş. Bu tepkiler bir zamanların efsanevi Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne yaptığımız eleştirileri hatırlattı, bu daire kapatılsın hakimleri denetlensin diye haykırdık. Sonuç dairenin görev değişikliği, sonuç AYM’nin kararlarını en çok bozduğu, kararları ile bireysel hak ihlallerine neden olduğu gerekçesi ile yeniden yargılamaların başladığı davalar. Adalet geç de olsa sağlandı. Yani tüm yargı kararları denetime tabidir adalet er ya da geç sağlanacaktır. Önemli olan şiddetin hangi türü olursa olsun bu şiddete maruz kalmış mağdur kardeşlerimizin şunu bilmeleri; adalet mücadelesinde asla yalnız yürümeyecekleri. Biz bu yolda onlarla hep beraberiz asla yalnız değiller!!
 
 



12.3.2016

Kadınlar "Yaşam hakkımız ve özgürlüğümüz için direneceğiz" demek için Tünel'deydi