Ölüyorduk öldürülüyorduk ve hala susuyorduk..
Kadındık, fıtrat mı bilmiyorduk ama susuyorduk..
Ve sustuğumuz halde bıkmadan usanmadan her gün radyolardan,gazetelerden,televizyonlardan psikolojik baskılara maruz kalıyorduk..
Yine de kadındık ya susuyorduk..
Yine yetmiyordu, sadece kadın olduğumuz için gözle, sözle, elle tacize uğruyorduk o da yetmiyor tecavüze uğruyorduk..
Yine de kadındık ya hala susuyor hala utanıyorduk..
Ama yetmiyordu onlara ne geceler boyunca ağlamalarımız ne gördüğümüz eziyetler yetmiyordu..
Yüzlercesi polise başvurmayan bu şiddetin içindeki kadınlar. Onlarca kadın acımadan öldürülüyordu..
Fıtrat mıydı bilmiyorduk ama susuyorduk..
*
Sayılar ve istatistiklerden oluşmadığının farkında olan kadınlar vardı bir de bu zulme dur diyen fıtrat diyenin fıtratını bilen kadınlar.
Susmuyorlardı. Mücadele ediyor ve bazen kazanıyorlardı.
Bu kadınlar fıtrata uymuyordu belki ama bazılarının fıtratını değiştiriyorlardı..
Mücadele ediyor, meydanlara çıkıyor, haklarını istiyorlardı.
*
Ancak kahkaha atan kadına ahlaksız demişlerdi bir kere gülmemeliydi belki.
Hamile kadın sokağa çıkmamalıydı. Hem hamile kalıp hem sokağa çıkma hakkını nereden buluyordu bu kadınlar..
Hele başı açık kadın.. Ahlaksızlığın başı. Bu kadınla ya kiralıktı ya satılık..
Ve daha onlarcası...
Bu eril cümleler içinde büyümüş koca bir nesil var. Bu zihniyet boyunduruğu altında mücadelenin kıymetini bilmesi gereken koca bir nesil.
*
Esas konuya gelirsek; neden mi mücadele etmeliyiz?
Belki kahkaha atmayı sevdiğimiz için,
Belki sokaklarda gezmeyi sevdiğimiz için,
Belki susmamak için sıra bize gelmesin diye,
Belki bu psikolojik baskıdan bıktığımızdan,
Belki tacizlerden tecavüzlerden korunmak için,
Ve elbet en önemlisi,
Belki sadece yaşamak için,
İşte bunlar için mücadele etmeliyiz...
Zor olacağını bilerek. Bu mücadelenin kişilere değil toplum yapısına karşı verilen bir mücadele olduğuna olan inancınızla.
Ve siz kadınlar geleceği ellerinizde tutarak bu mücdelede en ön saflar sizindir..